Belçika Anayasa Mahkemesi "Çarşaf Yasağının" Anayasa Aykırı Olmadığına Karar Verdi
Belçika Parlamentosu, geçtiğimiz yıl Temmuz ayında yeni bir yasa çıkartmış ve kamuya açık alanlarda burka ve çarşaf giyilmesini yasaklamıştı. Yasa, bu kıyafetlerle kamuya açık alanlarda bulunan kişilere 15 la 20 Avro para cezası veya 1 ila 7 gün hapis cezası verilmesini öngörüyordu. Fransa'dan sonra bu yönde bir yasanın yürürlük kazandığı ikinci Avrupa devleti olan Belçika'da konu, oldukça tartışma yaratmıştı. Yasanın yürürlüğe girmesinden bir süre sonra iki Müslüman kadın ile Valon-Flaman İnsan Hakları Ligi, Adalet ve Demokrasi gibi hükümet dışı örgütler, konuyu din ve vicdan özgürlüğü ile ayrımcılık yasağının ihlal edildiği iddiasıyla Belçika Anayasa Mahkemesi önüne taşımıştı.
Anayasa Mahkemesi'ne göre;
- Kişilerin yüzlerinin kapalı olması kimliğinin tespit edilmesi ve kontrolü açısından bir sorun teşkil edecektir. Bu durumun yaygınlaşması, gerçek bir tehlikeye neden olabilir. Hal böyleyken yasak, kamu düzeni ve kamu güvenliği açısından haklıdır. Bu bakımdan, insan onurunu zedelemiş sayılmaz.
- Hak özenesi kişilerin bir arada yaşayabilmeleri için birbirlerinin yüzlerini görebilmeleri gereklidir. Bu bakımdan yasama organının kişisel ilişkileri koruma amacı meşrudur ve toplumsal bir gerekliliktir.
- Anayasa her ne kadar kişilerin dini tercihlerini seçme ve istediği şekilde dışa vurmalarını güvencelemiş olsa da bu hak, kadın erkek eşitliği ilkesini ve kadınların kişiliğini ortadan kaldıramaz. Bu bakımdan da anılan yasak, sosyal yaşam ve sosyal ilişkiler bakımından gerekli sayılabilir.
- Yasa ayrımcı değildir, zira orantılı ve demokratik toplum düzeni açısından gerekli sayılabilir.
- Başvurucuların, yasanın, kendileri için dini vecibelerini yerine getirmek ile yasaya saygı göstermek arasında bir tercihe zorladığı ve yasaya saygı göstermeleri durumunda eve hapsolacakları, bunun ise kişi özgürlükleri ile kişisel ve aile yaşamı hakkının ihlali olacağı yönündeki sav ise evde kalmak konusundaki pratiklerinin kişisel bir tercih olacağı ve yasayı gayri meşru kılmayacağı gerekçesiyle reddedilmiştir.
Bu sebeplerle yasak anayasaya aykırı görülmemiştir. İHAM'ın Leyla Şahin v. Türkiye kararına sıklıkla atıf yapılan karar özellikle kitle örgütleri arasında tartışma yaratmış görünüyor.